“Güç tedbirde”

İşi ciddiye almamız lazım

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Türkiye Günlük Korona Tablosu’nu Twitter’dan paylaşmıştı. Tabloya göre, son 24 saatte 1482 kişiye Kovid-19 tanısı konulmuş, 42 kişi ise hayatını kaybetmişti. Toplam vaka sayısı 268 bin 546, can kaybı 6 bin 326’ya yükselmişti.

Bakan Koca yaptığı açıklamada, “Ağır hasta sayımız artıyor. Bu durum kaybettiğimiz canların sayısını da artırıyor. Mücadeleyi ancak hep birlikte yürütürsek başarabiliriz. Güç tedbirde” şeklinde konuşmuştu.

Kimsenin rakamlarının doğru olmadığı dünyamızda, bize ait rakamların sağlıklı olmasının sağlığımız açısından yararının olmadığının farkında olmalıyız. Vatandaşa açıklanan rakamların doğruluğu yanlışlığı mı, hastalığın kendisi mi önemli? Bu konudaki düşüncelerimiz neler?

Bu işin şakası yok. Bu salgını çok ciddiye almalıyız. Kendi küçük ama tahribatı oldukça büyük. Corona virüsler (CoV), hafif düzeyli soğuk algınlığından şiddetli solunum sıkıntısına kadar farklı tablolara neden olan büyük bir virüs ailesidir. Hasta kişilerden öksürük, hapşırık, gülme, konuşma sırasında çevreye saçılan virus içeren solunum salgısı damlacıkları, sağlam kişilerin mukozalarına temas ederek bu kişilerin hastalanmasına neden olmaktadır. Hastalığın bu şekilde insandan insana bulaşması için yakın temas (1 metreden yakın) olması gerekiyor.

Vak’a sayılarında düşüş olmamakla birlikte, artış devam etmektedir. Yaz gelince azalır beklentisi gerçekleşmedi. Bu sürede birçok deneyimler elde edildi, pratik yollar bulundu doğru. Yeterli mi? Cevap kesinlikle HAYIR

Maalesef ülkemizde ölüm sayısı her geçen gün artmaktadır. Bu arada dünyanın heryerinden ölüm haberleri gelmektedir.

Sevgili okuyucularım,  bizler büyük bir aileyiz. Ülke olarakta aynı.

Ne yapmamız gerekli. En çok neye dikkat etmeliyiz?

Hasta olmamamız gerekiyor. Birinci mesele bu. Hastalığa yakalandığımız andan itibaren ne yapsak pek fayda etmiyor.

Bu hastalık öyle bir sıkıntılı bir hastalık ki, bünyemizde tahribatının kalıcı yanlarının olduğu tüm doktorlarımız tarafından açıklandı. Bu büyük bir acıyı çekmek akıl karı değil. Risk ise her zaman çok yüksek.

Bu Korona herkese eşit davranıyor. Kimseyi ayırt etmiyor. En önemli isimler dahi hergün hastalığa yakalandığını açıklıyor. Hastalığa yakalananlar ile yapılan konuşmalarda, bunların büyük bir kısmı çok dikkatli olduklarını açıklamışlar. Yani kurallara azami ölçüde riayet etmişler.

Netice!

Yetmiyor.

Başkasının dikkatsizliğinin kurbanı olmaktan maalesef kurtulamıyorlar.

Bu hastalıkta yaş önemli. Özellikle gençlerimizin bünyeleri bu hastalığa karşı dirençli ve kuvvetli. Doktorlarımızın ifadelerine göre bazıları hiç hissetmiyor ayakta atlatabiliyor.

Ama en tehlikelisi nedir biliyor musunuz?

Aramızda olanların içinde süper taşıyıcı olanlar var. İşte bunlar sıkıntılı. Birden fazla insanı etkisi altına almaktadır.

Bizzat şahidim, çeşitli toplantılara, sohbetlere davet ediliyoruz. Maske ve sosyal mesafe kurallarına uymaya elimizden geldiğince dikkat ediyoruz. Kendi etrafımda bile Maskesiz gezen maskeyi kollarında bir aksesuar gibi taşıyan o kadar çok insan var ki etrafımda. Şaşırıyorum açıkçası. Söyleyecek kelam bulamıyorum. Dilimin döndüğünce rencide etmeden uyarımı yapmaya çalışıyorum.

Mesafe ÇOK ÖNEMLİ. Mesafe korunmadığında sıkıntılar hızla büyüyor.

Sevgili Bahçekentliler, sizlerde taktir edersiniz ki yasaklar kolay kolay sevilmez. Fakat hala cenazelere bir çözüm bulabilmiş değiliz. Asker uğurlamaları ve düğünler adeta hastalığın yayılmasına davetiye çıkarıyor.

Durumun ciddiyetini kavrayamadığımıza inanıyorum. Davet edilen düğünlere veya cenazelere gidemediğinizde küsmeler oluyor. Bu zaman küsme ve darılma zamanı değil.

Kimse kusura bakmasın canımı yolda bulmadım ve kolaylıkla vazgeçecekte değilim. İnanın bu zamanda davetlere katılmak BÜYÜK RİSK. Tabiki bize değer verdiklerinden dolayı davet ediliyoruz, bunun farkındayız. Fakat salgın hastalık her tarafta kol geziyor:
Gazetelerde ve televizyonlarda her gün yetkili ağızlar dile getiriyorlar. Hastalığın en fazla bulaştığı yerlerin başında düğünler ve cenazeler gelmektedir.

Bundan dolayıdır ki böyle tehlikeli bir zamanda kimsenin kimseye gönül koymaması gerektiğine inanıyorum.

Bu durum cenazeler için de aynı. Kalabalıklar tehlikeli. Halk arasında bir söz vardır “Ölenle ölünmez ki” diye.

Rabbim inşallah tüm insanlığı olduğu gibi ülkemizi bu süreçlerden sağlıkla çıkarsın. Kanaatimce Kovid-19 bir yıl daha devam edecek gibi.

Kısacası dikkatli olmamız gerekiyor. Tedbiri  hiç elden bırakmamamız gerek. Mesafeye dikkat edeceğiz. Maskesiz asla dışarıya, özellikle kalabalık yerlere çıkmamamız gerekiyor. Maskesiz olanlardan uzak durmaya çalışalım, asla kimse ile tokalaşmayalım. Salgın devam ediyor. Bitmiş değil.

Temizlik, çok önemli

“Temizlik İmandandır” boşuna denilmemiş.

Kurallara uymadığımız taktirde, hastalığa ve ölüme davetiye çıkardığımızın farkında olmalıyız.

Selam ve hürmetlerimle.

Sağlıcakla kalın.

İmtiyaz Sahibi
ERCAN KUTLU

Kontrol Ediliyor

Türkiye’nin Dijital İşgal Tehdidi: Acı Gerçek Nedir?

Türkiye, dijital işgal tehdidi altında. Sosyal medya bağımlılığı ve dijital oyunlar çocuklarımızı nasıl etkiliyor? Türkiye’nin …